23 Kasım 2014 Pazar



Bebeklerde Gaz Sancısı

Bebeklerde Gaz Sancısı: Bebeklerde görülen gaz sancısına kolik adı verilir. Bu sancı 3 ayın altındaki bebeklerin ortalama %20’sinde görülür. Yeni doğan bebeklerde gaz sancısı 2 – 3 haftalıkken başlar ve genellikle bebek 3 aylık olduğunda büyük ölçüde geçer. Bununla birlikte, az sayıda bebekte 8 – 9 aylık olana kadar kolik devam edebilir.
Gaz Sancısı Olduğu Nasıl Anlaşılır? Bebek aç ve uykusuz olmamasına rağmen ayaklarını karnına çekip, ellerini sıkarak ve acı bir şekilde ağlıyorsa muhtemelen gaz sancısı çekiyor demektir. Aslında her bebek ağlar. Ağlamanın gaz sancısından kaynaklandığını anlamak için Bebeklerde Gaz Sancısının Belirtileri şöyle sayılabilir:
  • Bebeğin sürekli ve 3 saatten fazla ağlaması,
  • Huzursuz oluşu,
  • Ağlarken bacaklarını karnına doğru çekerek ve acı çekiyormuş gibi ağlaması bebeklerde gaz sancısının en belirgin işaretleridir.
Bebeklerde Gaz Sancısının Nedenleri? Nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte kolik oluşumuna etki eden faktörler; bebeğin sindirim sisteminin tam olgunlaşmamış olması, mama ya da anne sütündeki bazı maddelere alerji olarak sayılabilir. Bebeğe 6. aya kadar ek besin verilmemeli ve sadece anne sütü ile beslenmelidir. Buna rağmen, gaz sancısı çeken bebeğe, mama yediriliyorsa mamanın içeriğindeki bazı maddeler bebekte gaz oluşumuna neden oluyor olabilir. Sadece anne sütü vermek, bu mümkün değilse mamayı değiştirmek faydalı olabilir. Emziren anneler yedikleri bazı besinlerin bebekte gaz yaptığını fark edebilirler. Bu durumda, bu besinlere ara vermeleri bebeğin şikâyetlerini azaltmayayardımcı olacaktır.
Bebeklerde Gaz Sancısı Nasıl Giderilir? Kolik, bir hastalık olmadığı için tedavisinden söz etmek mümkün değildir. Bununla birlikte, gaz sancısını azaltmanın bazı yöntemleri vardır. Öncelikle bebek emzirilirken meme ucunu iyice kavramasına ve hava yutmamasına dikkat etmek gerekir. Ek besinlere erken başlamak, gereğinden fazla meyve suyu vs. vermek gaz sancılarını arttırır. Bebeği kundaklamak ve hareketlerini kısıtlamak da gaz çıkışını engelleyebilir.
Bebeklerde Gaz Çıkarma Nasıl Yapılır? Bebeğin gaz sancısı çekmemesi için her beslenmeden sonra gazı çıkarmak önemlidir. Bunun için bebek omuza doğru yatırılıp, sırtı hafifçe ovalanır. Karnına hafif masajlar yapmak, ayakları üzerine bastırmak da gaz çıkarmasına yardımcı olur. Ayrıca, Rezene çayı bebeklerde gaz çıkarmayı kolaylaştırıcı etki gösterir


 http://tr.mydearbody.com/anne-bebek-sagligi/bebeklerde-gaz-sancisi.html
 


6 Aylık Bebek Beslenmesi, Nasıl Beslenir, Neler Yer



Bu dönemde  ideal olan beslenme  yalnız anne  sütü ile beslenmedir (doğal beslenme). Anne sütü ilk altı ay bebeğin tüm ihtiyaçlarını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
Günümüz tıbbında, bebeklerin doğumdan başlayarak ilk altı ay boyunca yalnız anne sütü ile beslenmesi ve bu süre içinde su dahil hiçbir ek besin verilmemesi önerilmektedir. En sıcak  iklimlerde  bile  anne sütü alan bebeklerin ilk  altı ayda su dahil hiçbir ek besine gereksinimleri olmadığı gösterilmiştir.Bazı hastalık durumları bunun dışındadır.
Anne sütü ile beslenmenin uygulanamadığı durumlarda  çocuk mamaları  kullanılabilir. Bu tür  beslenmeye de yapay beslenme denir. İlk altı  ayda anne sütü alan bebeğin anne sütüne ek olarak  başka sütler de alması, karışık beslenmedir. Türkiye’de  en yaygın görülen beslenme biçimidir.
Doğal olmayan beslenme: İlk altı ayda anne sütü alamayan bebeklerin beslenmesinde ilk seçenek inek sütünden yapılmış çocuk maması olarak  bilinen endüstriyel besinlerle olmaktadır. Mama ile  beslenme en az altı ay mümkünse bir yıl kadar sürdürülmelidir.
4-6 ay arası:
Eğer anne sütü yeterli değilse dördüncü aydan sonra ek besin başlanır.Bazı bebekler 3 aylıkken bile katı gıda alabilirler.Ancak her bebekte dille itma refleksi vardır. Katı gıdaları ilk 4 ayda dilleriyle iterler.Dille itme refleksi genellikle 4.-7. ayda kaybolur.Bu refleksin çok önemli bir görevi vardır, bebeği anne sütü almaya teşvik eder.
Katı gıdaları vermeye başlarken kendinize uygun olan saati tercih ediniz. Katı gıdalar günün herhangi bir saatinde verilebilir. Katı besinlere başladığınızda bebeğiniz istemezse zorlamayın. Emzirmeye devam edin. Bir hafta sonra tekrar deneyin.
Verdiğiniz katı besinlerin, bebeğin soluk borusuna kaçmaması için bebeğinizi oturur pozisyonda tutunuz.
Katı gıdaları,mamaları çay kaşığıyla veriniz. Büyük kaşıklar bebeklere uygun değildir.
Katı besinleri bebeğiniz yutmayı becerene kadar sadece 1-2 çay kaşığı veriniz. Ve ek besinleri çok yavaş artırınız.
Katı gıdalara geçerken önce bebeğinizi biraz emziriniz sonra az miktarda katı gıdayı yarım çay kaşığı kadar veriniz ve arkasından tekrar emziriniz.
Başlangıçta bebekler katı yiyeceklerin çoğunu kusarlar.   
4-6. aylarda bebekler ek besinlere alıştırılabilir. Dördüncü aydan sonra sırasıyla yoğurt, meyve püresi, sebze püresi azar azar başlanılarak verilir.
Nasıl vermelisiniz?
Yoğurt: Tatlı yoğurt olmalıdır. Günlük taze yoğurt veriniz. Bir tatlı kaşığından başlayınız. 7-10 gün sürede bir su bardağına kadar çıkınız. Böylece öğünün birini yoğurt öğünü yapmış olursunuz.
Meyve püresi: Öncelikle elma, muz ve şeftali başlanır. Başlangıçta bir tatlı kaşığı meyve püresi olarak verin. Mikser yerine cam rende kullanınız. Böylece vitaminleri kaybolmaz. Portakal, mandalina, limon gibi meyveler çocuklarda başlangıçta karın ağrısı yapabilir. Bunun için bu ve diğer meyveleri altı aydan sonra vermek daha uygun olur.
Meyvelerin Hazırlanması:
Elma: Elma yıkanır, soyulur, cam rendede ve ya makinede püre haline getirilir. Çift kat tülbentten geçirilir. Su veya püre olarak bebeğe verilir.
Şeftali: Yıkanır, kabuğu soyulur, çatalla püre haline getirilir. Tülbentle suyu sıkılır. Su veya püre olarak verilir.
Muz: Çatalla püre haline getirilir. Elma suyu ile biraz sulandırılabilir.
Sebze püresi: Sebzeler taze ve olgun olmalı. Sırası ile patates, havuç ve pirinç ile başlanır.
Birinci gün; patates püresi ile başlamak pratiktir. Orta boy bir patates iyice yıkanır. Kabuğu soyulur. Az miktarda (iki fincan)su  ile haşlanır. Suyu süzülür. Bu suya bir çay kaşığı irmik ilave edilerek irmikler pişene kadar kaynatılır. Bebeğe 1 tatlı kaşığı verilir.
İkinci gün; patates ile birlikte havuç da kaynatılır. Suyu süzülür. Bu suyun içine iki çay kaşığı irmik ilave edilir . İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bebeğe verilir( Bir çorba kaşığı kadar ).
Üçüncü gün; kabak, bezelye eklenir. Suyu süzülür. İki çay kaşığı irmik ilave edilir. İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bir çorba kaşığı kadar verilir.
Dördüncü gün; irmiğe pirinç veya şehriye eklenir. Bu şekilde bebeğe yedirilir. Üç hafta sonra sebzelerin hem irmikle pişirdiğiniz suyunu, hem de pişirdiğiniz sebzeleri süzgeçten geçirerek püre halinde verebilirsiniz.
Patlıcan, pırasa, karnıbahar, domates ve ıspanak 4-6 ay arasında verilmemelidir.
6,5 aylık bebeği nasıl besleyebiliriz?
Bebeğinizi 6 ay boyunca emzirmeniz, daha sonra ek gıdalara başlamanız genel bir öneridir.
Sorularınız için biz sadece bilgilendirme yapabiliriz. Bebeğinize doktorunuz mutlaka beslenme listesi vermiştir, ona uymanızı öneririm. Alttaki mesajı da bilgilendirme kabul ederek inceleyiniz.
4-8 Ay Arası Beslenme ve Ek Gıdalara Geçiş
İlk 4-6 ay anne sütü ile beslenen bebeğe 4-6 aylarda ek gıda verilmeye başlanır. Bu Dünya Sağlık Örgütü dahil tüm beslenme otoritelerinin ortak görüşüdür. Çünkü bu dönemde bebeğe verilen anne sütü veya biberon maması tek başına yeterli olmaz. Bebeğinizin besin ihtiyaçları farklılaşır, daha koyu kıvamlı gıdalar ile beslenip daha uzun süre tok kalmaya ihtiyacı vardır. Bu dönemde bebek kaşıkla beslenmeye alıştırılmalı ve çiğneme ve yutma kabiliyetleri gelişmelidir.
Ek Besinlere geçerken nelere dikkat etmeliyiz?
• Bebeğinize ilk vereceğiniz gıdanın onun tarafından kabul edilmesini kolaylaştırmak istiyorsanız bu ilk adımı o açken atmalısınız. Vereceğiniz yiyeceği küçük bir çay kaşığına ya da parmağınızın ucuna yerleştirerek bebeğinizin dudaklarına değdirin. Bu yeni tattan hoşlanıp hoşlanmadığını kolayca anlayabilirsiniz. Eğer yiyeceği diliyle iter ve bu tavrını ikinci denemeden sonra halen devam ettirirse onu daha fazla zorlamamanızı ve bu yeni yiyeceği bir daha denemeden önce 3-4 gün beklemenizi tavsiye ederiz.
• Yutma işlevinin gelişmemiş olması kaşıkla beslenmeyi güçleştirir. Bazı bebekler bu geçişi kolay yapamazlar ve kaşıkla beslenmeyi redderler. Geçiş döneminde çok sabırlı olmak gereklidir.
• Yeni ve farklı gıdalara teker teker ve en az 3-5 gün ara ile başlanmalıdır. Yeni verilmeye başlanan gıdaların bebekte alerji ya da sindirim güçlüğü yaratmadığının anlaşılabilmesi için aynı anda birden fazla gıda başlanmamalıdır.
• Yeni besinler önce az miktarda verilmeli zamanla miktar bir öğün oluşturacak şekilde artırılmalıdır.
• Her yeni gıdada bebeğinizin kakasında bazı değişiklikler olabileceğini bilerek fazla telaşlanmamalısınız.
• 12. ay sonuna kadar bebek için hazırlanan gıdalara tuz ve şeker ilave edilmemelidir.
• Bebeğe verilecek bütün yiyecekler taze ve katkısız olmalıdır. Kimyasal koruyucu madde içeren konserve ve katkı maddeli hazır yiyecekleri bebeğinizin beslenmesinde kullanmamalısınız.
• Bebek için her öğün taze besin hazırlamalı ve bu besinleri oda sıcaklığında uzun süre bekletmemelisiniz.
• Diş çıkarma dönemi bebeğin iştahsız ve huzursuz olduğu zamanlardır. Bu dönemlerde bebek anne sütü veya biberon mamasını daha fazla almak isteyebilir. Kaşığı reddetme, bu dönemde karşılaşılabilen bir problemdir, ısrarcı olmamak gerekir. Doktorunuzla görüşerek bebeğinizin günlük besin ihtiyacını karşılayacak kadar beslenip beslenmediğini öğrenebilirsiniz.
Bebeğinizin İlk Gıdaları..
Bebeğinize ilk vereceğiniz ek gıda Pirinçli bir mama olmalıdır. Evde kendiniz pirinç unu muhallebisi yapabilirsiniz.
Pirinçli mamadan sonra bebeğe başlanacak ek besin sebze çorbası olmalıdır. Genellikle öğlen öğünlerinde tercih edebilirsiniz.
Meyve suyu ve meyve püresi de bu aylarda vermeye başlayabileceğimiz ek gıdalardandır. Meyve genelde ara öğünlerde tercih edilir ve ilk olarak elma, havuç suyu ile başlanır.
Bebeğiniz 6 ayına geldiğinde; ara öğün olarak yoğurt vermeye başlayabilirsiniz. Bu aylarda meyve olarak muz, portakal,kivi de başlanabilir. Ayrıca bebeğinize daha zengin sebzelerle hazırlanmış sebze çorbası verebilirsiniz. Bu ayda havuç, patatesin yanı sıra kabak, bezelye, taze fasulye, enginar gibi sebzeleri kullanmaya devam edebilirsiniz. 6. aydan sonra bebeğinize kahvaltı vermeye başlayabilirsiniz. Haşlanmış yumurta sarısı, (12. aydan önce beyazı verilmez) beyaz peynir ve pekmez ile hazırlayacağınız kahvaltı bebeğinize sağlıklı bir kahvaltı öğünü olacaktır.
7. aydan sonra, çorbalarına kıyma, kırmızı et, tavuk ilavesi yapabilirsiniz.
8. ayında, ev tarhanasından yapılmış çorba, şehriye, yayla çorbalarına geçiş yapılır.


http://www.hayatnotu.com/6-aylik-bebek-beslenmesi-nasil-beslenir-neler-yer.html  adresinden alınmıştır
 

Bebeklerde diş çıkarma belirtileri


Bebeklerin en sıkıntılı dönemlerinden biri diş çıkarma dönemi. Bebek 6 aylıkken başlayan diş çıkarma sıkıntıları nelerdir? Bebeğimizdeki hangi şaretler diş çıkarma belirtisidir? Çocuk Doktoru Prof. Dr. Hilal Mocan bebeklerde diş çıkarma belirtilerini şöyle anlatıyor:

"Sağlıklı bebekler 6-7 aylıkken diş çıkarmaya başlarlar ve aylarca devam eden bu süreç bebekler ve anne için zor bir dönemdir. Bebeklerde diş çıkarma, genel olarak genetik düzene uyarak çıkar. Yani anne ve babanın dişleri erken çıkmışsa bebeklerin dişleri de o sürede çıkabilir.

Bebekler diş çıkarmadan önce bazı belirtiler baş gösterir. Yaşanan belirtiler değişebilir fakat genel olarak bütün bebeklerde aynı belirtilerle dişler çıkmaya başlar.

Bebekler diş çıkarma sırasında yaşanan sorunlar


SALYA AKITMAK
Hemen hemen bir çok bebek 2 ve 3 aylıktan başlayarak salya akıtır. Bu durum bebekler için olağandır. Bazı bebeklerde az bazı bebeklerde daha fazla görülebilir. Bebek diş çıkarmaya başladığında daha fazla salya akıtır.

AĞRI
Bebekler diş çıkarmaya başladığında, diş çıkarırken diş etine basınç uyguladığı için diş etinde bazı iltihaplara neden olabilir.Bu iltihaplara bağlı olarak bebeklerde ağrılar oluşur. Bebeklerde en çok ağrıya sebep veren dişler, ilk önce çıkan azı dişleridir.

HUYSUZLUK
Ağrının artması ve çıkan dişin yüzeye daha yaklaşmasıyla birlikte huysuzluk görülebilir ve diş tam anlamıyla çıkıncaya kadar bu durum sürekli devam edebilir.Bebekler için zorlu ve sancılı bir dönemdir.

YANAK VE ÇENE BÖLGESİNDE KIZARIKLIK
Bebekler diş çıkarırken salya akıttıkları için birçoğunda salyaya bağlı olarak, yanak ve çene bölgelerindeki deride kızarıklık ve çatlaklar oluşabilir.

ÖKSÜRÜK
Diş çıkarken salyanın fazlalığına göre bebeklerin boğaz bölgesinde salyanın birikmesinden ötürü tıkanmalar görülebilir. Bazı bebekler, bu dönemde ilgiyi üzerine çekmek isteyecekleri için öksürüğü devamlı hale getirebilirler.

ATEŞ
Diş çıkarma döneminde ateş, bazı bebeklerde görüldüğü gibi bazı bebeklerde de görülmeyebilir. Ateş başka hastalıkların da başlangıcı olabileceği için yüksek ateşte bebek mutlaka bir hekime götürülmelidir.

ISIRMA
Bu durum hemen hemen birçok bebekte görülür. Dişlerin çıkmasına bağlı olarak dişlerde kaşınmalar olur. Bebek de, rahatlamak amacıyla eline geçen her şeyi ısırabilir.

İSHAL
Bebekler diş çıkarırken daha fazla tükürük ürettikleri için bağırsaklar hızlı çalışabilir. Fakat ateş gibi ishal de diş çıkarmadan kaynaklanan bir durum olmayabilir. Bebeğin eğer bir günden fazla süren ishali varsa mutlaka bir hekime götürülmelidir.

İŞTAHSIZLIK
Bebekler verilen katı gıdaları bu dönemde reddedebilirler.Bu olağandır. Endişelenecek bir durum yoktur. Bebek sıvı gıdalardan gerekli besini alabilir. Diş çıktıktan sonra iştahı yerine gelecektir.

UYKUSUZLUK
Diş çıkarken yaşadıkları ağrıya bağlı olarak geceleri uyumada güçlük çekebilirler. Anne bu durum karşısında bebeğini sıvı bir gıdayla besleyebilir, bebek bu durumda sakinleşebilir.

KULAK KAŞIMA VE ÇEKİŞTİRME
Bebek diş çıkarırken yaşadığı ağrıdan ötürü kulaklarında ağrı hissedebilir ve kaşıyabilir. Fakat bu kulakta iltihap başlangıcının belirtisi de olabileceğinden bebeğin doktora görünmesinde fayda vardır.

DİŞ ETİNDE KANAMA
Diş çıkarken, diş etine baskı uyguladığı için bazı küçük kanamalar olması normaldir. Bu şekilde oluşan kanamalar, mavi benekler halinde diş etinde görülebilir. Buzlu bir pamuğun diş etine koyulması diş etini rahatlatabilir."




http://www.pudra.com/anne-cocuk/bebek-bakimi/bebeklerde-dis-cikarma-belirtileri-6938.htm

Yenidoğan sarılığı

İnsan hayatının ilk 28 günlük sürecine yenidoğan dönemi denir. Zamanında doğan yenidoğan bebeklerin %60’ında; erken doğan bebeklerin ise %80’inde yenidoğan sarılığı görülür. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılıkların çoğu fizyolojik sarılıktır; yani belli bir tehlike sınırını aşmaz ve bir iki haftada kendiliğinden geçer.

Yenidoğan sarılığı nasıl oluşur?

Sarılık bilirubin adı verilen, cilde sarı rengi veren bir maddenin kandaki seviyesinin yükselmesi ve deride birikmesi sonucu oluşur. Yenidoğan bebeklerin kırmızı küre hücreleri (alyuvarlar) daha fazla olduğu için onların yıkımı (parçalanması) neticesinde bilirubin maddesi ortaya çıkar. Doğumdan önce bebeğin bilirubinini annenin karaciğeri temizler; doğumdan sonra ise bebeğin karaciğerinin bilirubini temizleyebilecek kapasiteye erişmesi birkaç gün alır; bu arada karaciğer tarafindan yeterince atılamayan bilirubin artarak sarılığa neden olur.
Yenidoğan bebeklerde sarılığın erken tespiti ve takibi oldukça önemlidir çünkü, sarılık çoğunlukla kendiliğinden geçse de, bazı durumlarda bilirubin yüksek seviyelere ulaşıp beyin hasarına neden olabilir. Bu yüzden sarılığı olan yenidoğanların özellikle ilk bir hafta-on gün içindeki doktor takipleri son derece önemlidir. On günden sonra kan beyin bariyeri kapanarak bilirubinin kandan beyne geçmesinin engellendiği kabul edilir.

Fizyolojik sarılık

Fizyolojik sarılık genellikle hayatın ikinci günü başlar, üç ve dördüncü günlerde en yüksek seviyesine ulaşır, daha sonra giderek azalır.

Diğer sebepler

Yenidoğanda sarılık oluşturabilecek başka nedenler de vardır. Bunlardan en sık görülen ikisi kan grubu uyuşmazlığına (ABO veya Rh uyuşmazlığı) bağlı oluşan sarılıktır. Bu durumlarda alyuvarlar cok hızlı bir biçimde parçalanır ve fazla miktarda bilirubin açığa çıkar.
Diğerleri;
  • Bebeğin yeterince anne sütü ya da biberonla besleniyorsa formüla (mama) alamaması,
  • Diabetli annelerin bebekleri,
  • Bazı zor doğumlarda, bebeğin kafa derisi altında kan toplanması durumu,
  • İdrar yolu enfeksiyonu,
  • Anne sütü sarılığı,
  • Doğuştan gelen bazı enzim hastalıkları.
Bu durumları tespit etmek için ekstra testler yapılması gerekir.

Bebeğinizin sarılık olduğunu nasıl anlarsınız?

Sarılık önce yüzde başlar, kandaki bilirubin seviyesi arttıkça sırayla göğse, karna, kol ve bacaklara doğru ilerler. Göz akı da sararır.
Ciltteki sarı renk en iyi gün ışığında ya da florasan lamba altında görülür. Parmakla hafifçe burun ya da karın cildine bastırılıp kaldırıldığında sarı renk daha bariz bir şekilde tespit edilebilir.
Bebeğinizin sarılık olduğunu farkeder farketmez, beklemeden bilirubin seviyesinin tespiti için bir sağlık kuruluşuna başvurmanız çok önemlidir. Doktor yapacağı muayene ile kandaki bilirubin seviyesine bakıp bakmayacağına karar vererek takipler konusunda sizi yönlendirecektir.

Bilirubin yükseldikçe bebekte ne gibi belirtiler oluşur?

En başta bebeğin cildindeki sarılık giderek koyulaşıp belirginleşir. Bebek daha çok uyur, emmesi azalır (bu sarılığı daha da arttırır). Eğer bilirubin çok yükselip beyni etkilemişse (kernikterus), o zaman bebek tiz sesle ağlamaya başlar, başını geriye atar, havaleye kadar gidebilir. Bu durumdaki bir bebekte sonuçta çoğunlukla zeka ve motor gelişim geriliği, işitme, görme sorunları oluşur.

Hangi bebekler sarılık açısından daha dikkatli takip edilmelidir?

  • Erken doğmuş bebekler,
  • Doğum esnasında kafa derisi altında kanama meydana gelmiş olanlar,
  • Ilk 24 saatte sarılığı tespit edilenler,
  • Emme sorunu olup buna bağlı olarak iyi beslenemeyen bebekler,
  • Sarılığı iki haftadan uzun süren bebekler,
  • Büyük kardeşlerinin bebeklik dönemlerinde ışık tedavisi gerektirecek kadar sarılık tespit edilmiş olanl
  •  http://www.sağlık.net/yenidogansariligi.html  adresinden alınmıştır

 

Bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateş nasıl kontrol altına alınır?

Çocuklarda ve bebeklerde sık görülen yüksek ateş, anne babaları da oldukça endişelendirmektedir. Ateş, müdahale edilmediğinde ciddi tablolara neden olabilirken, bazen de önemli hastalıkların da belirtisi olabilir. Bu nedenle ateşin nasıl düşürüleceğinin bilinmesi ve vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekmektedir. Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, çocuklarda yüksek ateş ve dikkate dilmesi gerekenler hakkında anneleri uyardı.

Ateş en uyarıcı bulgudur

Yüksek ateş, çocuk sağlığında bir problem olduğunu ortaya çıkaran, aileyi hekime gidilmesi konusunda uyaran en gürültülü bulgudur. Ateş aslında, vücudun bağışıklık cevabıdır yani vücudun ateşi yükseltmesindeki amaç vücuda girmiş olan mikroorganizmaların çoğalmasını sınırlamaktır.

Vücudun verdiği sinyalleri dikkate alın

Ateş 39-40 derecenin üzerine çıktığında vücut aşırı enerji harcamaya başlar, kalp ve solunum sistemi daha hızlı çalışır. Vücut, kol ve bacaklardaki damarları büzüp bu bölgelere daha az kan gönderirken; beyin, kalp, karaciğer gibi organlara daha fazla kan gönderir. Vücut alacalı, mermerimsi bir görüntü alır, el- kol ve bacaklarda soğukluk olmasına rağmen gövdede yüksek sıcaklık görülür. Her ateş yükselmesinde paniklemek doğru değildir ancak 40 dereceyi geçen ateşte dikkat etmek gerekir.

Ateşin farklı nedenleri olabilir

ccocuk_agri13-5 gün süren kısa süreli ateşin nedenleri arasında üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, mide- bağırsak sisteminde ishal ve kusma ile görülen enfeksiyonlar, özellikle kız çocuklarda görülen idrar yolu enfeksiyonları sayılabilir. Zatürre, menenjit eklem ve kas iltihapları da ateşin daha ağır nedenleridir. Yüksek ateşin nedeni, yapılan ilk tetkiklerle ortaya konamadıysa ve bu durum 7-15 günden uzun sürdüyse; tüberküloz, malta humması ve tifo gibi hastalıklar, eklem iltihapları, kalbin iç kısmındaki zarın iltihapları ve birtakım kanser tiplerine dair ihtimaller göz önünde bulundurulmalıdır.
 http://www.medikalakademi.com.tr/bebek-cocuklarda-yuksek-ates-nasil-kontrol-altina-alinir/#!  adresinden alınmıştır